Hayal edin, düşünün, merak edin ve asla pes etmeyin
Güvenilir Ürün Zirvesi’nin gelenekselleşen etkinliklerie bu yıl yine ilgi ve katılım muazzamdı. Alanlarının başarılı isimleri pırıl pırıl gençlerle bir araya geldi ve onlara altın gibi öğütler verdiler.

BURAK ÖNDER /ZÜCDER YÖNETİM KURULU BAŞKANI

İstanbul doğumlu Burak Önder, ilk ve orta öğrenimini İstanbul’da tamamladıktan sonra askeri lise eğitimi aldı ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nde görev yaptı. Kamu ve özel sektörde çeşitli kademelerde sorumluluk üstlenen Önder, kariyerinin ilerleyen dönemlerinde ihracat ve plastik sanayine yönelerek bu alanlarda önemli katkılar sundu.
İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Üyeliği, EVSİD Yönetim Kurulu Başkanlığı, PAGEV Başkan Yardımcılığı ve TİM Başkan Danışmanlığı gibi görevlerde bulunan Önder, halen ZÜCDER Yönetim Kurulu Başkanı olarak çalışmalarını sürdürüyor. Ayrıca Nasıl Bir Ekonomi gazetesinde köşe yazılarına devam ediyor.
Yönettiği firma, plastik ev ve mutfak gereçleri alanında üretim faaliyetlerini sürdürmektedir. Ürünlerinin önemli bir kısmını yurt dışı pazarlara ihraç eden şirket, yurt içinde de geniş bir satış ağına sahiptir. 300 kişilik güçlü ekibiyle üretim yapan firma, sektördeki yenilikçi ve tasarım odaklı yaklaşımıyla öne çıkmaktadır.
Sosyal sorumluluğu, topluma katkı sunmak olarak tanımlayan Önder, yardımların gizli ve samimi şekilde yapılmasının önemine vurgu yapıyor.
“İnsan sadece bedenini değil, ruhunu da doyurmalı. Kimi zaman bir yetimin başını okşamak, kimi zaman bir gence tecrübelerini aktarmak en kıymetli sorumluluktur.”
Zorluklara karşı pes etmeyen bir yaşam anlayışını benimseyen Önder, hayatının her döneminde mücadele etmeyi ön planda tutuyor:
“Zor olan değerlidir. Yaşam da bu yüzden değerlidir. Başarı, mücadeleden ve yılmadan devam etmekten geçer.”
Geleceğe dair en büyük hedefinin üretim, ihracat ve istihdam alanlarında Türkiye’ye daha fazla katkı sağlamak olduğunu belirten Önder, gençlere de şu mesajı veriyor:
“Hayal edin, düşünün, merak edin ve asla pes etmeyin
HÜSEYİN BOZDAĞ/YEMEK İSTANBUL YÖNETİM KURULU BAŞKANI

Hazır yemek sektörünün duayen isimlerinden Hüseyin Bozdağ yapılan toplantıda gençlere şu tavsiyelerde bulunduk.
Rakiplerinizden bir adım öne geçmek için mutlaka kendinize yabancı dil, yurtdışı kaynaklı sivil toplum örgütleri, buradaki sivil toplum örgütleri, ticaret odaları, sanayi odaları ya da TİM gibi iç dünyasında kendinizi ifade edebileceğiniz kontaklar ve network'lar yakalamanız gerekiyor. Bu şunun için söylüyorum artık dünyada en pahalı alan elinizin altındaki internet ve telefonunuz. Dolayısıyla dijital dünyada olmayan, monolog dünyada olması mümkün değil diye düşünüyoruz.
Bugüb Katar Ankaradan 3.5 saatlik uçuş mesafesinde, perdeyi çektiğinizde aşağıda 3,5 milyon insan yaşıyor. Dolayısıyla kendi sektörüme dönecek olursam burada üç buçuk milyon insan yemek yiyor. Bu yemeği Amerika'dan birileri gelip yapmaz, Almanya'da hiç yapmaz, Avrupa Birliği'nde hiç yapmaz, Rusya'da hiç yapmaz. Dolayısıyla Orta Doğu'ya da baktığınızda petrol zenginleri ya da Arap şeyleri gelip yapmaz. Dolayısıyla hizmet sanayinin ve hizmet sektörünün büyüdüğü yer Türkiye. Bu sektörde olan arkadaşlarımızın geleceği oldukça parlak. Ama öncelikle kendilerini biraz önce söylediğim konularda yetiştirmeleri gerekiyor.
Yemek aynı zamanda eşittir ekonomi demek. Bir insan bugün hangi şartlarda çalışırsa çalışsın öğrenci de olsa, işçi de olsa, emekli de olsa, işveren de olsa cebindeki paranın yüzde 65'ini beslenmek için harcıyor. Dolayısıyla ekonominin içerisindeki şartları yüzde 65 yemek örgütlüyor. Bu sadece boğazımıza koyduğumuz, içtiğimiz çorba, yediğimiz tas kebabı ya da yediğimiz pilav diye nitelendirmeyin. Çünkü bunların arkasında kocaman bir dünya, sektörü harekete geçiren sektörler var.
Tenceresi, tavası, mutfakları vesairesi. Sonra bunu servis etmek için porselen tabaklara koyuyorsunuz, porselen tabağa. Sevk etmek için araçlar kullanıyorsunuz otomotiv sektörüne. Aşçılarınızı giydirmek için tekstil sektörüne. Bulaşıklarınızı yıkamak için deterjan ve kimya sektörüne. Dolayısıyla yemek dünyada eşittir ekonomi demektir.
Bir de, tabii gastronomi öğrencilerine sesleniyorum. Hiçbir öğrencimiz kendini MasterChef olgusu ile örgütleyerek hayal kırıklarına uğratmasınlar. Dünyada hiçbir yerde böyle bir gastronomi sektörü yok. Her gastronomi öğrencisi kendini MasterChef zannediyor. Böyle bir dünya yok. Yani orası şovdan ibaret. Dolayısıyla kendilerini dünyaya hazırlayacakları yabancı dil, iyi el yetenekleri ve gastronomiyi iyi öğrenebilecekleri, özellikle bizim endüstriyel yemek alanında dünyada çok büyük ihtiyaç olduğunu söyleyebilirim. Ve çok net iyi İngilizce bilen, iyi Arapça bilen, iyi Orta Doğu dillerini bilen kim olursa da kariyer planlaması içerisinde bizim şirkete müracaat edebilir. İster Katar'a, ister Suudi Arabistan'a, isterse Malezya'ya çok rahat gönderebiliriz.

‘’Tüm gün harika moderasyonu ile etkinliklere hareket katan Dr.Beyza Tokso’a çok teşekkür ederiz.’’

‘’ Kariyer Toplantılarının en büyük destekçisi İstanbul Aydın Üniversitesi Gastronomi Bölümüne,hocalarımız Prof.Dr. Kamil Bostan, Dr Elif Merve Kahraman ve tüm öğrencilerimize teşekkür ederiz.’’
YAVUZ ALTUN/ Happy Center CEO’su
Değişime cevap ver, Görünmeyeni Gör

İnsan, gençliğinde sahip olduğu fikirleri çok sever. O fikirler zamanla “ben buyum” dediğimiz alışkanlıklara dönüşür. Ama bil ki, alışkanlık bazen zincirdir. O zincir, insanın içindeki keşfetme gücünü, yenilenme arzusunu yavaşça sessizce hapseder. Ve bu sadece insanlar için değil, büyük kurumlar, güçlü organizasyonlar için de böyledir. Zaman geçtikçe, onlar da kendi alışkanlıklarının mahkûmu olurlar. Gerçeği görmek yerine geçmişin gölgesinde yaşamaya başlarlar. Sonra o gölge büyür. Kimi zaman egoya, kimi zaman yılgınlığa, kimi zaman da “ben artık oldum” diyen o sinsi kibire dönüşür. Ama işte tam burada durup şu soruyu sormalısın: “Ben büyümeye mi, yoksa değişmeye mi inanıyorum, hangisine cevap vermeliyim?” Çünkü büyümek sadece büyümek içinse, o artık gelişim değil, kanserli bir hücrenin ideolojisidir — yani hastalıktır. Gerçek sır değişimdedir. Tutkuyla, inatla, sabırla gelen o canlı değişimde. Ve inanın, bu değişimin önünde kimse duramaz. Herkes topa bakarken sen sahaya bak. Herkes olanı izlerken sen olacak olana odaklan. Çünkü görünmeyeni görmek, değişimin ilk şartıdır. Gerçek fark, o görünmeyeni fark edenlerde doğar.
Ve unutma…Olay “kutunun içinde düşünmek” ya da “kutunun dışında düşünmek” değil. Bazen en doğru şey, hiç kutu olmadığını fark etmektir. Çünkü insan, hiçbir şeye sahip olmadığını hissettiği anda özgürleşir. Seni sınırlayan her şeyi geride bıraktığında, işte o zaman yeniliğe, dönüşüme ve kendi muhteşem hikayene başlarsın. Soru sormak cevap almaktır, ancak soru sormasını bilenlere tüm kapılar açılır, çekinmeden sorun, bir adım atın, senden daha büyük bir anlama odaklanırsan hayat daha ihtişamlı ve anlamlı olur.
Bilginin gücün kaynağı olduğu dönemden eylemin güç olduğu döneme ve bu dönemde güç Aristonun deyimiyle mükemmellik bir eylem değil bir davranıştır. Gençlerimizin ihtiyacı bu davranış öğrenme ve eylem istikrarını gerçekleştirmek, kendi güç potansyellerini keşfetmektir.
YAVUZ ALTUN/ Happy Center CEO’su

Türk Besteci ve Sanatçı Murat Evgin, yurtdışında katıldığı etkinlikler ve sosyal girişimler ile takdir toplayan aktivist ruha sahip bir isim. Kariyer yolculuğuna yeni başlayacak olan gençlerle bir araya gelen Evgin, konuşmasında gençlere umutlarından asla vazgeçmemelerini, hayallerinin peşinden gitmelerini, hayatı yavaşlatmaları hızlı harcamamaları gerektiğini hatırlattıktan sonra besteleri ile katılanlara müzik şöleni yaşattı.
HAYATI YAVAŞLAT
Söz: Murat Evgin
Müzik: Murat Evgin ve Eser Taşkıran
Derdim var çok mutsuzum diyorsun ya evlat
Kendin için birşey yap şu hayatı yavaşlat
Nereye koşuyorsun sabah dokuz akşam beş
Bu filmin tekrarı yok hayatı yaşa be kardeş
Kendin için birşey yap şu hayatı yavaşlat
O senden benden akıllı gönlünü rehber eyle
Her şeyin çok pilanlı hesaplı ve kitaplı
Her şeyin elde ettin bir tek mutluluk kaldı
Kendin için birşey yap şu hayatı yavaşlat
Fırsatçı insanlardan işkolik ortamlardan
Dini imanı para olan çıkarcılardan
Yüzüme otuz iki diş gülüp arkamdan konuşanlardan
Kurtulmanın tam vakti kaç kaç kurtar kendini



